* İnsan Hem Yoldur Hem Yolcu *

Şubat 06, 2014

Amerika Seyahati / Dördüncü Gün


Stefan Zweig Yolculuklar Üzerine adlı kitabında ve 1926 yılında yazılmış aynı ismi taşıyan yazısında diyor ki; " Ta eski çağlardan bu yana 'seyahat' deyince insanların aklına bir an için macera ve tehlike gelirdi. Seyahat kelimesinin içinde hep birçok rastlantının yanı sıra çekici bir güvensizlik de vardı. Bir başka ülkeye, tanımadığınız yörelere giderken bunu sadece oraları merak ettiğimiz için yapmıyoruz. Günlük, alışılmış ve düzenli yaşamımızdan uzaklaşmak, evimizi terk etmek, daha doğrusu bir an için bir başkası olmak istiyoruz. Hep aynı şeyleri yaparak yaşamaya, değişik şeyler yaparak bir süre ara vermeyi amaçlıyoruz. Kütle içinde kendilerine yolculuk yaptırılanlar ise (turlardan bahsediyor) götürüldükleri ülkelerde birçok şeyin yanından geçiyor, içine girmiyor, oraların değişik özelliklerini tanıyamıyor."





Dördüncü günümüzün ilk yarısında biz de kütle içinde yolculuk yaptırılanlara katıldık ve 'Circle Line Sightseeing' den tam ada turu (Full Island Cruise) aldık. New York Pass ile bu tura bedava katılabilirsiniz.


Hem yürümeyerek yarım gün de olsa dinlenmiş olduk, hem de görmeye zamanımızın yetmeyeceği yerleri görmüş olduk.




Biz Özgürlük Heykeli'ne (Statue of Liberty) gitmek yerine heykelin önünden de geçen ve bütün bir adanın etrafında dolaşan bu turu tercih ettik. En erken saat 10:00'da başlayan ve yaklaşık 2,5 saat süren bir tur.




Bakırdan yapılmış heykel Fransızlar tarafından Amerika'nın bağımsızlığının 100. yılı için hediye edilmiş. Zamanla heykel bakırın oksitlenmesiyle yeşil bir tabakayla kaplanmış.



New York'un First Lady'sinin dikilmeden 1 yıl önceki (1885) yayımlanan renkli taş baskısı


Birleşmiş Milletler Genel Merkezi
New York'ta ve ABD topraklarında olmasına rağmen bulunduğu topraklar yerel, eyalet ve federal yasalara bağlı olmak üzere uluslar arası toprak olarak sayılıyormuş.


Manhattan Turkish Center

Chrysler Binası, Art Deco tarzında inşa edilmiş, 1950 yılının ortalarına kadar gökdelenin bir kısmı Chrysler şirketinin ofisleri olarak kullanılmış, fakat şirketin inşaatın yapımıyla ilgisi bulunmuyormuş. Bina, Walter P. Chrysler tarafından, masraflarını şahsının karşılamasıyla yapılmış.


Empire State ve Chrysler Building aynı karede


New York'taki gökdelenlerin  yükseklik sıralamaları
Özgürlük Kulesi, yıkılan Dünya Ticaret Merkezi'nin yerine yükselecek 105 katlı (541,3 mt) ticaret merkezi.

Ve tabii köprüler...


En güzeli Brooklyn Köprüsü
Daha sonraki günlerde, üzerinden yürüyerek geçtiğimiz için detaylı olarak bahsedeceğim ve fotoğraflarını paylaşacağım.




Williamsburg Bridge
 Daha sonra turun bittiği yere çok yakın olan "INTREPID" deniz, hava, uzay müzesine gittik. Aslında kendisi Vietnam savaşında da görev almış bir uçak gemisi.







Daha çok beylerin ve çocukların gitmekten hoşlanabileceği , bir sürü uçağın, bir uzay mekiğinin sergilendiği, hangar bölümünde çeşitli aktivitenin yer aldığı, geminin içini gezdiğinizde denizci olmaktan vazgeçebileceğiniz bir müze:) Yine New York Pass ile bedava gezebileceğiniz bir müze fakat uzay mekiği için ayrıca ücret ödemeniz gerekmekte.

Ben bu müzeyi pek beğenmesem de eşim için seve seve gezdim.
Aslında bu noktada şunu söylemeden geçemeyeceğim seyahate çıktığınız kişi veya kişiler gerçekten çok önemli. Bencil olmayan, kaprissiz kişileri seçmeye dikkat edin.
Bununla ilgili Tolstoy'un bir sözü var: "Öyle zamanlar olur ki; nereye gittiğin önemini yitirir. Çünkü asıl önemli olan, yanında kiminle gittiğindir."


Sonraki  programımız :
B- Bryant Park
C- New York Public Library
D- Chelsea Market


Yolda giderken herkesin, Tom Cruise'un dahil olmasından dolayı  bildiği din mi desem tarikat mı en iyisi oluşum demek; 'Scientology ' oluşumunun binası ile karşilaştik .


Yine yolumuz Times Square'den geçti ve Kore yemekleri etkinliği vardı.










Bryant Park'la ilgili elimdeki tek fotoğraf aşağıdakidir :) Bir düğün vardı. Damat ve ailesi fotoğraf çektiriyordu. Ben de dayanamadım çektim. Gelin neredeydi hiç bilmiyorum...




Çok beğendiğim bu parkın, internetten bulduğum bir kaç fotoğrafını paylaşacağım ki, park aklınızda benim çektiğim fotoğraftaki gibi kalmasın.


İnternetten Alınan Fotoğraflar

 Bedava internet erişimiyle, içindeki küçük cafeleriyle -yoksa büfe mi desem-, mini atlı karıncasıyla küçük ama huzurlu ve romantik bir park.




 Parkın hemen yanında  'New York Public Library' (New York Halk Kütüphanesi) yer alıyor. Benim gibi kitap okumayı ve biriktirmeyi seven biriyseniz ayrılmak istemeyeceğiniz bir cennet.

Kütüphanenin ana okuma odası (Rose Main Reading Room)neredeyse bir futbol sahası büyüklüğünde ve 636 kişi için oturma yerine sahip. Kütüphanedeki toplam raf uzunluğu 120 km. Columbus'un 'Yeni Dünya' Amerika'yı keşfine dair yazdığı orijinal dokümanların da yer aldığı çok geniş bir arşivi mevcut.



Sadece bu kütüphane için, insanın oraya yerleşip öğrenci olası geliyor ...
Bütün müzelerde olduğu gibi halk kütüphanesinin de mağazasını gezmenizi tavsiye ederim. New York'a ve gezdiğiniz mekana dair değişik ve güzel hediyelikler bulmanız mümkün.
Sonra Chelsea Market'e ( Chelsea Pazarı) gittik. Ekmek, ıstakoz, deniz mahsulleri, şarap, ev yapımı kurabiye, ithal İtalyan yiyecekleri sunan bir gıda marketi. Satılan yiyecekleri orada yeme şansınız da var. Gördüğüm en güzel market.


 Ben de birkaç istiridye türü denedim. Okyanustan çıkarttıkları için yoğun bir deniz tadı mevcut. Kendimce böyle bir yorum yaptım çünkü Türkiye'de yediklerim gayet güzeldi.


Sonra Chelsea Market'ten aldığımız 'suşi' lerimizle evde yorucu bir günün ardından güzel bir ziyafet çektik.
Ertesi günün heyecanıyla her zamanki gibi erkenden yatıp uyuduk.
5. günle ilgili ipucu vermem gerekirse seçeceğim sözcük 'müze' olacaktır :)

Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir, tren istasyonu değil…
Paulo Coelho











0 yorum :

Yorum Gönder

Social Profiles

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Translate

🌠

🌠

Yüreğİ Çİngene Kız

'Bir varmış, bir yokmuş; memleketin birinde "yüreği yerleşik" kızlar yaşarmış. Annelerinin eşarplarını köşesinden büzer, duvak yapıp aynaya bakarlarmış. Bebeklerine türlü giysi diker, ninniler söylerlermiş. Gel gelelim aynı memlekette "yüreği çingene" bir kız daha varmış; halıya boylu boyunca uzanır, dünya atlasına bakar ve gözlerini yumarmış. Gözlerini açtığında da parmağını dokunduğu diyarda olduğunu düşlermiş. Aradan zaman geçmiş, pireler berberlikten, develer tellalıktan vazgeçmiş. Herkesin düşü gerçekleşmiş. "yüreği yerleşik" kızlar sahici duvaklar takıp bebeklerine ninniler söylemiş. "yüreği çingene" kız ise parmağını koyduğu her yeri gezmiş.'

Anonim

Kİmİm kİ?

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
Arkeoloğum demeyi çok isteyen ama sadece arkeoloji mezunu, gezmeyisever, kedisever, hayvansever, kitapsever, bir de İstanbul sever...

Kıymetlİmİs

.
.
.
.

Küçük Bir Bilgi

Yazılarımda kullandığım fotoğraflar bana veya eşime aittir. İnternetten alıntı fotoğraf kullandığımda kaynağını muhakkak belirtiyorum.

Copyright © BerrakCa | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes - Published By Gooyaabi Templates | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com