* İnsan Hem Yoldur Hem Yolcu *

Nisan 24, 2014

Amerika Seyahati / Altıncı Gün



Mark Twain'in de söylediği gibi New York'ta soru şudur:
"Ne kadar eder?"
New York'taki son günümüzde ilk olarak, paranın merkezi Wall Street'in de yer aldığı Manhattan'ın güney ucundaki Finans Bölgesine (Finacial District) gittik.






A- Federal Reserve Bank of New York
B- New York Stock Exchange
C- Trinity Church
D- Charging Bull

Metrodan indikten sonra yolumuzun üstündeki ilk bina Federal Reserve Bank of New York oldu. Önceden rezervasyon yaptırmak kaydı ile binada ücretsiz bir tura katılabiliyorsunuz. 


internetten alınmıştır.
 Biz rezervasyon yaptırmayı atladığımız için, dünyanın altın rezervinin 1/4'ünün yer aldığı ve yerin 25 metre altında saklanan, metalin tarihi ve bankanın bu altını nasıl koruduğu ile ilgili bilgilerin verildiği tura katılamadık maalesef. 


Wall Street adını, 1653 yılında Hollandalılar tarafından New Amsterdam denilen şehrin kuzey sınırını belirlemek için yapılan 
tahta duvardan almaktaymış.


Burada filmlerden de aşina 
olduğumuz New York Menkul Kıymetler Borsasının (New York Stock Exchange) binasını görebilirsiniz. Güvenlik sebebiyle borsa artık ziyaretçi kabul etmemekte.


En sevdiğim borsa filmleri; Michael Douglas'ın Gordon Gekko karakterini canlandırdığı Wall Street (Borsa) ve  devam filmi Wall Street: Money Never Sleeps (Borsa: Para Asla Uyumaz) filmleridir.

Paranın tek tanrı olduğu finans merkezi Wall Street'in işleyişini gözler önüne seren filmler, eski bir borsa kurdunun senaryosuna dayanmaktadır. Gordon Gekko karakteri  ikinci filmde hapisten çıktıktan sonra şöyle der:
"Hapiste öğrendiğim tek şey ise bu hayattaki en önemli şeyin para olmadığıdır.. Hayattaki en önemli şey zamandır."


Borsanın bulunduğu meydanda kafanızı sağa doğru çevirdiğinizde sokak arasından gotik sivri tepesiyle Trinity Church (Tirinity Kilisesi) http://www.trinitywallstreet.org/ dikkatinizi çekecektir.
 Trinity Church bir yangın (1776) ve bir yıkılma (1839) geçirdikten sonra, 1846 yılında yapımı tamamlandığında  New York'un ilk kilisesi olduğu gibi ,en yüksek binası olma özelliğini de taşımaktaymış.

İnternetten Alınmıştır

New York borsası 1987 yılında çöktükten sonra (Kara Pazartesi) Arturo di Modica adlı Sicilyalı sanatçı tarafından borsanın agresif  yönünü simgelemek amacıyla meşhur boğa heykeli yapılır ve bir gecede gizlice borsanın önüne dikilir.  http://chargingbull.com/  Fakat yetkililer tarafından borsanın önünden kaldırılır. Halkın da sahip çıkmasıyla boğa bugünkü Bowling Green Park'taki yerini alır. 


Boğa heykeli, finansal şans getireceğine inanıldığı için turistler tarafından çok revaçta. Hatta boğanın, şu an burada detay veremeyeceğim birçok yerine dokunarak bu şansın artacağına inanıyorlar fakat inanılmaz komik görüntülere de sebep oluyorlar.

internetten alınmıştır

Sonrasında Manhattan adasının en ucunda yer alan  Battery Park'a yürüdük ve orada yer alan New York Water Taxi durağından su taksisi ile (www.nywatertaxi ) Brooklyn'e geçtik. 
New York Pass kartınız ile ücretsiz olarak bu taksiyi bir gün kullanabiliyorsunuz. O gün içinde bir durakta inip gezeceğiniz yerleri gezip sonra taksiye tekrar binip başka bir durağa geçebiliyorsunuz. (Hopp on-Hopp-off) Ayrıca inip gezip binmek yerine 90 dk'lık rehber eşliğinde yaptıkları tura da katılabiliyorsunuz. Dikkat etmeniz gereken tek konu taksi saatlerini almış olmak ve çok sıra olduğu için mümkün olduğunca erken durakta olmak. 
www.nywatertaxi.com http://www.newyorkpass.com/En/new-york-attractions/tickets/New-York-Water-Taxi/



                                                                 
Brooklyn'e ayak bastığınızda Brooklyn köprüsünün ve Manhattan adasının muhteşem manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. 






 Öncelikle öğle yemeğimizi Brooklyn köprüsünün hemen altında ünlü Grimaldi's Pizza'da http://grimaldisnyc.com/ yedik. Pizza muhteşemdi , harikaydı gibi tabirler kullanamayacağım sadece güzeldi deyip geçmek istiyorum. 
Gittiğinizde dikkat etmeniz gerekenler ise, önünde uzun bir kuyruk oluştuğundan beklemeniz gerekebiliyor. Ayrıca rezervasyon kabul etmiyorlar ve kredi kartı geçmiyor.


Vee sıra geldi New York'un baş tacı, Manhattan'ı Brooklyn'e bağlayan Brooklyn Bridge ( Brooklyn Köprüsü)
Çok hüzünlü ve uzun bir yapım hikayesi var. Ben burada anlatmayacağım ama eğer merak ediyorsanız aşağıda verdiğim linkten okuyabilirsiniz.
http://newyorkmuhtari.blogspot.com.tr/2006/11/blog-post_27.html



 Köprünün üzerinden Manhattan adasına yürüyerek yaklaşık 40 dk'da ulaştık. 


Köprünün üzerinde yüzlerce hatta binlerce kilit mevcut. Love-lock (aşk kilidi) dedikleri bu kilitler, aşıkların birbirine kilitlenmesi, hiç ayrılmaması amacıyla konulan tatlı bir batıl inanç.

Köprüden çıkışta New York şehri belediye binası ve mahkeme binası hemen karşımızdaydı.
Belediye Binası
Mahkeme Binası


Brooklyn köprüsünden Chinatown üzerinden yürüyerek meşhur Katz's Delicatessen'e vardık. Yürüyerek yaklaşık 35 dk kadar sürdü. Bu yürüyüş gördüğümüz yerlerden tekrar geçmemizi sağlayarak New York'taki son günümüzde şehre bir veda gibi oldu. 

https://katzsdelicatessen.com/





 Katz's Deli, When Harry Met Sally filmindeki Sally'nin (Meg Ryan) meşhur sahnesinin çekildiği sandviççi. Kesinlikle leziz sandviçleri denenmeli.



Buket Uzuner New York Seyir Defteri adlı gezi kitabında diyor ki: "New York'ta yabancı yoktur. New York'ta herkes yabancıdır. New York'a uyum sağlayabilen herkes New Yorklu ( New Yorker) olabilir. New York'u eşsiz kılan, başka hiçbir batılı kentin sağlayamadığı sihir de burada gizlidir."
Yine aynı kitapta kendisi de ünlü mimar Le Corbusier'in söylediği bir sözü alıntılıyor:" Tam yüz kere New York'un bir felaket olduğunu düşünmüşümdür ve tam elli kere de ne müthiş bir felaket olduğunu"

New York'daki son günümde ben de tamam artık bir kere gördük, görmediğimiz yerler kaldı ama olsun bir daha gelmeyiz bu şehre diye düşünmüştüm. Oysa ki şimdi aradan 6 ay geçmişken New York hakkında kitaplar okumaktan, aaa bunu da yapmamışız demekten ve en önemlisi vahşi, merak uyandıran, akıl çelici bu şehri özlemekten kendimi alamıyorum.

Buket Uzuner biraz önce bahsettiğim kitabında gitmek, kalmak ve geri dönmek üzerine çok güzel tespitlerde bulunmuş, burada paylaşmadan edemeyeceğim.

"Gitmek göze alabilmektir. Gitmek tehlikedir.Gitmek merak etmektir, riski göze alabilmektir. Gitmek radikal bir değişim cesaretidir."
"Kalmak güçtür. Kalmak kabul etmeyi veya kalınan yeri değiştirmeyi gerektirdiği için güçtür. Kabullenmek kendi karakterini yaşayamamak tehlikesi barındırır içinde ve bu tehlike kederli bir renk katar kalmak eyleminin duruşuna."
"Peki geri dönmek nasıl bir şeydir? Dönüş de bir gidiştir bir yolculuktur ve bütün gidişler gibi ciddi bir karar, cesaret ister."
 "Her giden biraz kalmayı, her kalan da biraz gitmeyi ister."


New York'a geri dönebilmek dileğiyle....

















0 yorum :

Yorum Gönder

Social Profiles

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Translate

🌠

🌠

Yüreğİ Çİngene Kız

'Bir varmış, bir yokmuş; memleketin birinde "yüreği yerleşik" kızlar yaşarmış. Annelerinin eşarplarını köşesinden büzer, duvak yapıp aynaya bakarlarmış. Bebeklerine türlü giysi diker, ninniler söylerlermiş. Gel gelelim aynı memlekette "yüreği çingene" bir kız daha varmış; halıya boylu boyunca uzanır, dünya atlasına bakar ve gözlerini yumarmış. Gözlerini açtığında da parmağını dokunduğu diyarda olduğunu düşlermiş. Aradan zaman geçmiş, pireler berberlikten, develer tellalıktan vazgeçmiş. Herkesin düşü gerçekleşmiş. "yüreği yerleşik" kızlar sahici duvaklar takıp bebeklerine ninniler söylemiş. "yüreği çingene" kız ise parmağını koyduğu her yeri gezmiş.'

Anonim

Kİmİm kİ?

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
Arkeoloğum demeyi çok isteyen ama sadece arkeoloji mezunu, gezmeyisever, kedisever, hayvansever, kitapsever, bir de İstanbul sever...

Kıymetlİmİs

.
.
.
.

Küçük Bir Bilgi

Yazılarımda kullandığım fotoğraflar bana veya eşime aittir. İnternetten alıntı fotoğraf kullandığımda kaynağını muhakkak belirtiyorum.

Copyright © BerrakCa | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes - Published By Gooyaabi Templates | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com